Babil Asma Bahçeleri Hala Duruyor Mu ?

Ahmet

New member
Babil Asma Bahçeleri Hala Duruyor Mu?

Babil Asma Bahçelerinin Tarihçesi

Babil Asma Bahçeleri, dünya tarihinin yedi harikasından biri olarak kabul edilir. Bu bahçeler, Babil'in ünlü krallarından Nebukadnezar II tarafından MÖ 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Efsaneye göre, Nebukadnezar, eşi Amytis için bu bahçeleri yapmıştı. Amytis, Medya'dan gelen bir prenses olup, doğup büyüdüğü yerin dağlık ve yeşil manzaralarını özlüyordu. Bunun üzerine, Nebukadnezar, krallığının başkenti olan Babil'de ona benzer bir peyzaj yaratmayı amaçlamıştı.

Babil Asma Bahçeleri, büyük bir mühendislik harikası olarak tasarlanmıştı. Zemin üzerinde, yüksek teraslarla desteklenen bitki örtüsü ve su kanallarıyla donatılmış olan bu bahçeler, dönemin mimarlık ve sulama tekniklerinin bir yansımasıydı. Ancak, günümüze kadar bu bahçelerin hiçbir kalıntısı ulaşmamıştır.

Babil Asma Bahçeleri Hala Duruyor Mu?

Günümüzde, Babil Asma Bahçelerinin hiçbir fiziksel kalıntısı bulunmamaktadır. Arkeolojik kazılar ve tarihi kayıtlar incelendiğinde, bahçelerin inşa edilip edilmediği, nerede ve nasıl yapıldığı konusunda bazı belirsizlikler mevcuttur. Bazı tarihçiler, Babil Asma Bahçelerinin aslında hiç var olmamış olabileceğini ileri sürmektedirler. Bununla birlikte, birçok bilim insanı, bahçelerin gerçekten var olduğuna inanmaktadır; fakat, zamanla yok olmasının nedenlerini tam olarak açıklamak zor olmaktadır.

Babil Asma Bahçeleri'nin günümüze ulaşmamasının başlıca sebepleri arasında doğal afetler, insan etkisi ve zamanın tahrip edici gücü sayılabilir. Babil, tarih boyunca birçok kez işgal edilmiş ve tahrip edilmiştir. Ayrıca, bahçelerin inşa edildiği terasların yapısal bozulmalarla karşı karşıya kalmış olması da mümkündür.

Babil Asma Bahçelerinin Var Olduğuna Dair Kanıtlar Nelerdir?

Babil Asma Bahçeleri'nin varlığını kanıtlayan belgeler arasında, antik dönem yazılı kaynakları öne çıkmaktadır. Babil'deki Asma Bahçeleri hakkında yazılmış en eski belgeler, Yunan tarihçi Herodot'un eserlerine dayanmaktadır. Herodot, bu bahçelerin özelliklerinden bahsetmiş ve Babil'in büyüklüğünü vurgulamıştır. Bunun yanı sıra, Babil'den gelen çeşitli yazılı belgelerde ve mezarlarda bahçelerin varlığını gösteren bazı ipuçları bulunmaktadır. Ancak, bunlar her zaman net ve doğrudan kanıtlar sunmamaktadır.

Eğer Babil Asma Bahçeleri gerçekten inşa edilmişse, o dönemin mühendislik harikaları ve sulama sistemleri hakkında bize bilgi veren önemli bir yapı olarak kabul edilebilir. Özellikle bahçelerin sulanması için kullanılan ileri düzey teknikler, dönemin çok ilerisinde bir mühendislik başarısını yansıtmakta olup, bu durum bazı araştırmacılar tarafından bir efsane değil, gerçek bir proje olarak değerlendirilmiştir.

Babil Asma Bahçeleri Nerede Bulunuyor?

Babil Asma Bahçeleri'nin tam olarak nerede bulunduğu konusunda da bir belirsizlik vardır. Bugün, bu bahçelerin kalıntılarıyla ilişkilendirilen yerler, modern Irak'ın Babil kentinin yakınlarında yer almaktadır. Babil, Fırat Nehri'nin kıyısında yer alan eski bir Mezopotamya şehridir ve bu bölgede yapılan kazılar, bazı yapı kalıntıları ve su yolları bulmuştur. Ancak, bahçelerin kesin yeri hâlâ tespit edilememiştir.

Bazı teorilere göre, Babil Asma Bahçeleri'nin kalıntıları, günümüzün Babil kentinin 80 kilometre güneyinde yer alan Al-Hilla'da olabilir. Burada yapılan arkeolojik kazılar, eski Babil dönemine ait bazı yapıları ortaya çıkarmıştır. Ancak, kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Babil Asma Bahçeleri Gerçekten Var Mıydı?

Babil Asma Bahçeleri'nin gerçekten var olup olmadığına dair tartışmalar, günümüze kadar devam etmektedir. Pek çok araştırmacı ve tarihçi, bu bahçelerin efsanevi bir yapıt olduğuna inanırken, bir kısmı ise, bahçelerin var olduğuna dair çeşitli kanıtlar bulmuştur. Eğer gerçekten var olmuşlarsa, Babil Asma Bahçeleri, antik dünyanın en büyük bahçelerinden biri olarak tarihe geçmiş olacaktı.

Bir başka görüş, bahçelerin aslında Babil'de değil, Medya'da yer aldığı yönündedir. Bazı araştırmalar, bahçelerin Medya'nın başkenti Ekbatana'da bulunduğunu ve Nebukadnezar'ın eşi Amytis'in anavatanında bu bahçeleri inşa ettiğini öne sürmektedir.

Babil Asma Bahçelerinin Kaybolmasının Sebepleri

Babil Asma Bahçeleri'nin kaybolmasının arkasındaki en büyük nedenlerden biri, zaman içinde bu bölgenin defalarca tahrip edilmesidir. Babil, Persler, Makedonlar ve Araplar gibi farklı medeniyetler tarafından işgal edilmiş ve bu olaylar, şehri ve çevresindeki yapıları büyük ölçüde yok etmiştir. Ayrıca, Fırat Nehri'nin yatak değiştirerek bölgedeki sulama sistemlerinin işlevini kaybetmesine neden olmuş olabileceği de öne sürülmektedir.

Tarihi belgelerde, Babil Asma Bahçeleri'nin pek çok kez restore edilmeye çalışıldığı, ancak her seferinde doğal afetler veya savaşlar nedeniyle bu çabaların başarısız olduğu belirtilmektedir. Bu yüzden, bahçelerin kalıntıları zamanla tamamen yok olmuştur.

Babil Asma Bahçeleri Efsanesinin Etkisi

Babil Asma Bahçeleri, antik dünyanın yedi harikasından biri olarak günümüze kadar etkisini sürdürmüştür. Bu bahçeler hakkında yapılan betimlemeler, eski dünyada büyük bir hayranlık uyandırmış ve farklı kültürler tarafından efsanevi bir yapıt olarak kabul edilmiştir. Babil Asma Bahçeleri'nin kaybolmuş olmasına rağmen, bu yapıtın ardında bıraktığı etki, hem tarihçiler hem de sanatçılar için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.

Bahçelerin tasviri, birçok sanat eserinde yer bulmuş, hatta modern şehir planlamacılığına dahi ilham vermiştir. Babil Asma Bahçeleri, insanlık tarihindeki mühendislik, sulama ve peyzaj mühendisliği alanlarında önemli bir yer tutmaktadır.

Sonuç

Babil Asma Bahçeleri, insanlık tarihinin en merak edilen ve tartışılan yapılarından biridir. Ancak, günümüze kadar bu bahçelere dair fiziksel bir kalıntı ulaşmamıştır. Bu durum, tarihçiler ve arkeologlar arasında, bu bahçelerin gerçek olup olmadığına dair hâlâ bir belirsizlik yaratmaktadır. Yapılan araştırmalar, kazılar ve antik yazılı kaynaklar, bahçelerin varlığını gösterse de, kaybolmalarının ardındaki sebepler net bir şekilde ortaya konulamamıştır. Sonuç olarak, Babil Asma Bahçeleri'nin varlığı hakkında kesin bir sonuca varılamasa da, bu efsane, hem tarih hem de kültür açısından büyük bir öneme sahiptir.