Kızıl Ordu Kaç Kişi ?

Ilayda

New member
Kızıl Ordu Kaç Kişi?

Kızıl Ordu, Sovyetler Birliği’nin askeri kuvvetlerinin adıdır ve tarihsel olarak dünya çapında büyük bir öneme sahiptir. 1917'deki Ekim Devrimi'nin ardından kurulan Kızıl Ordu, Sovyet hükümetinin egemenliğini korumak için önemli bir rol oynamıştır. Bu ordu, sadece Sovyetler Birliği’nin sınırları içinde değil, aynı zamanda dünya savaşları ve Soğuk Savaş gibi küresel çatışmalarda da önemli bir aktör olmuştur. Peki, Kızıl Ordu gerçekten kaç kişiden oluşuyordu?

Kızıl Ordu'nun Kuruluşu ve Başlangıçta Sayısı

Kızıl Ordu, 1917’deki Ekim Devrimi sonrasında, Bolşevik hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte kuruldu. İlk başta, Kızıl Ordu çok az sayıda askerle başladı. Ancak kısa süre içinde, Bolşevik hükümetinin karşılaştığı iç ve dış tehditler nedeniyle ordu hızla büyüdü. İç Savaş sırasında, ordu yaklaşık 5 milyon askerden oluşuyordu. Bu büyüklük, Sovyetlerin iç savaş sırasında, Beyaz Ordu ve diğer muhalif güçlerle mücadelesi sırasında elde ettiği askerî gücü yansıtmaktadır.

Kızıl Ordu'nun 2. Dünya Savaşı'ndaki Durumu

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Kızıl Ordu'nun büyüklüğü çok daha büyük bir boyuta ulaştı. Almanların Sovyetler Birliği'ne saldırısı ile başlayan savaş, Sovyetler için ağır kayıplara ve çok büyük askeri seferlere yol açtı. 1941'de Nazi Almanyası'nın Sovyetler Birliği'ne saldırısından sonra, Kızıl Ordu'nun büyüklüğü önemli ölçüde arttı. Savaşın sonlarına doğru, 1945'te Kızıl Ordu’nun asker sayısının yaklaşık 11 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Bu, Sovyetler'in dünya çapındaki en büyük kara ordusuna sahip olduğu bir dönemi işaret etmektedir.

Kızıl Ordu'nun Soğuk Savaş Dönemindeki Yapısı ve Sayısı

Soğuk Savaş dönemi, Sovyetler Birliği’nin askeri gücünü küresel çapta pekiştirdiği bir dönemdi. Bu dönemde, Sovyetler Birliği'nin asker sayısı ve ordunun büyüklüğü, Batı Bloku’na karşı denge oluşturma amacı taşıyordu. 1950'lerde, Kızıl Ordu'nun toplam sayısı yaklaşık 5.5 ila 6 milyon kişi civarındaydı. Kızıl Ordu'nun askeri gücü, Sovyetler Birliği'nin dünya üzerinde etki alanını genişletmeye yönelik politika ve stratejilerine dayanıyordu. Soğuk Savaş boyunca, ordunun büyüklüğü belirli aralıklarla azalsa da, yine de çok büyük bir ordu olmaya devam etti.

Kızıl Ordu’nun Büyüklüğündeki Dalgalanmalar

Kızıl Ordu’nun asker sayısı, Sovyetler Birliği’nin siyasi ve askeri durumu ile doğrudan bağlantılıydı. Özellikle Sovyetler Birliği’nin uluslararası gücünün zirveye ulaştığı dönemlerde, ordu çok büyük ve güçlüydü. Ancak 1980'ler ve 1990'ların başlarında Sovyetler Birliği’nin iç ekonomik ve siyasi sorunları, orduyu da etkiledi. 1989’da, Kızıl Ordu’nun sayısının yaklaşık 4 milyon civarına düştüğü tahmin ediliyor. Bu durum, Sovyetler Birliği'nin askeri harcamalarında bir azalma yaşandığını ve ordunun yeniden yapılandırılma sürecine girdiğini gösteriyor.

Kızıl Ordu'nun Sonu: Sovyetler Birliği'nin Çöküşü

Sovyetler Birliği’nin 1991’deki çöküşü, Kızıl Ordu’nun sona erdiği anlamına geliyordu. Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle birlikte, Rusya'nın askeri gücü yeniden yapılandırıldı ve Kızıl Ordu’nun yerini Rusya Federasyonu'nun silahlı kuvvetleri aldı. Ancak Sovyetler Birliği’nin çöküşüne kadar, Kızıl Ordu dünya tarihindeki en büyük ve en güçlü askeri oluşumlardan biri olarak varlığını sürdürdü. Sonuç olarak, Kızıl Ordu'nun son döneminde yaklaşık 3.5 milyon civarında askeri vardı.

Kızıl Ordu'nun Askere Alma Politikaları ve Organizasyonu

Kızıl Ordu, Sovyetler Birliği’nin sosyalist ilkelerine uygun olarak, halktan geniş bir askeri katılım sağlamayı hedefliyordu. Askerlik zorunluydu ve tüm erkek vatandaşlar, belirli bir süre için askere alınmak zorundaydı. Ayrıca, Sovyetler Birliği’nin savaş dönemleri ve barış zamanlarındaki askere alma politikaları da ordu sayısını doğrudan etkileyen faktörlerden biriydi. Kızıl Ordu, bu zorunlu askerlik sistemini kullanarak büyük bir askeri güç oluşturmuştu.

Kızıl Ordu'nun Kadın Askerleri

Kızıl Ordu, savaş sırasında kadınları da askeri görevlere kabul etti. İkinci Dünya Savaşı sırasında, kadın askerlerin sayısı önemli ölçüde arttı. Kadınlar, hem cephe gerisinde hem de ön cephelerde çeşitli görevlerde yer aldılar. Kadın askerler, özellikle hastanelerde, haberleşme birimlerinde ve çeşitli lojistik destek alanlarında görev aldılar. Bazı kadınlar ise doğrudan cepheye giderek savaşmış ve önemli kahramanlıklar sergilemişlerdir. Kadınların Kızıl Ordu’daki bu etkisi, Sovyetler Birliği’nin toplumsal yapısının da bir yansımasıydı.

Kızıl Ordu’nun Efsanevi Zaferi: Berlin Zaferi

Kızıl Ordu’nun İkinci Dünya Savaşı’ndaki zaferleri, dünya tarihinin en önemli askeri başarılarından biridir. Kızıl Ordu, 1945’te Berlin’i fethederek Nazi Almanyası’nı fiilen yıkmış ve savaşı sona erdirmiştir. Bu zafer, Kızıl Ordu’nun büyüklüğü, stratejik zekâsı ve askeri gücünün bir sembolüydü. Berlin’in düşüşü, Sovyetler Birliği’nin ve Kızıl Ordu’nun küresel gücünü pekiştirdiği bir dönüm noktasıdır.

Kızıl Ordu'nun Mirası ve Sovyetler Sonrası Rusya

Kızıl Ordu’nun mirası, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra da etkilerini sürdürdü. Rusya Federasyonu, Sovyetler Birliği’nin askeri yapısını devralarak, Sovyetler Birliği’nin askeri geleneğini ve Kızıl Ordu’nun tarihi zaferlerini sahiplenmiştir. Günümüzde, Rusya’nın silahlı kuvvetleri, Kızıl Ordu’nun mirasını yaşatmakta ve savaş tarihine olan ilgiyi sürdürmektedir.

Sonuç

Kızıl Ordu, Sovyetler Birliği'nin tarihi boyunca büyüklük, etkinlik ve gücün sembolü olmuştur. Ordunun asker sayısı zaman içinde dalgalanmış, ancak her dönemde devasa bir ordu olarak varlığını sürdürmüştür. 1917'deki kuruluştan, 2. Dünya Savaşı'ndaki zaferlere, Soğuk Savaş’ın askeri üstünlüğüne kadar Kızıl Ordu, dünya savaşlarının kaderini etkilemiş ve küresel siyasetteki en güçlü aktörlerden biri olmuştur. Bugün, Kızıl Ordu'nun bıraktığı miras, Sovyetler sonrası Rusya'nın askeri gücünde hala hissedilmektedir.